Ningen Efsanesi | Varlığı Kabul Edilmeyen İnsanımsı Deniz Canlıları: 90’lardan bu yana Antartika sularında olan Japon araştırma gemileri Ningen isimli yaratıkları bir çok kez rapor ettiler. Rapor edilenler içerisinde bu varlıkların soğuk buzlu okyanusun içerisinde yaşadıkları ve zaman zaman yüzeye çıktıkları ve fiziksel olarak ne tam insan ne tam bir deniz canlısı oldukları anlatılmaktadır.
Bir çok açıdan insanı anımsatan bu yaratıklarda insansı yüz hatları, kollar ve bacaklar olduğu söyleniyor. Ama tüm bu benzerliklere rağmen bilinen yaşam formları arasında hiçbir kategoriye yerleştirilemiyorlar.
Antartika açıklarında seyahat eden bir çok denizcinin gözlemlediği bu varlıklara dair bir çok fotoğraf ve birkaç video görüntüsü mevcut. Görüntülerde gerçektende insan ve deniz canlılarını andıran devasa büyüklüklerde mutant yaratıklar göze çarpıyor. Bu varlıklar isimlerini Japonca’da insan anlamına gelen Ningen ismimden almaktalar.
Yani bir tür insanımsı da diyebiliriz bu varlıklar için. Çoğunlukla suyun 30 metre kadar altında gözüken bu yaratıkların çoğunlukla beyaz renkli olduğu belirtiliyor. Google Earth haritasında bile Ningen görüntülerine rastlandığı biliniyor.
Bu konu ilk defa 2007 de 2 Kanal ve MU dergisi tarafından açıklandıysa da bu efsaneler ve gözlemler 1900’lü yılların başlarına kadar dayanıyor. Ve günümüzde bile halen bu konuyla ilgili ilginç gözlemler ve görüntüler gelmeye devam ediyor.
Loch Ness Gölü canavarı, Koca Ayak gibi Ningen efsanesi de bir türlü kanıtlanmış olmamasına karşın gündemdeki sıcak yerini halen korumakta. Şuan bile bu yaratıklarla ilgili araştırma yapan çok özel araştırma ekipleri mevcut.
Özellikle son birkaç yılda bu gözlemler oldukça sıklaşmış halde. Bu tam olarak ne oldukları anlaşılamayan su altı yaşam formaları hakkında buzlu sularda yaşadıkları ve özellikle Antarktika da sıklıkla ortaya çıktıklarından öte fazla bir bilgi mevcut değil.
Yakın zaman önce Japon hükümetine bağlı “balina araştırma” gemileri mürettebatları tarafından bir çok kez gözlemlenenlerin tahmini boyunun 5 ila 100 metre civarında oldukları ifade edilmiştir. Renklerinin çoğunlukla beyaz olduğu ve suyun içerisinde tıpkı insan gibi hareket ettikleri halde yüzerken bir tür fok ve balina karması gibi yüzdükleri belirtilmiştir.
Bazı zamanlarda yukarı çıktıkları ve buzullar üzerinde de dolaştıkları gözlemlenmiştir. Çekilen bazı kareler arasında bir kısmının sadece 2 ayağının olduğu görülürken bazı karelerde tıpkı fok ve dev balinalarda olduğu gibi kuyruk benzeri yapılar göze çarpmaktadır.
Görgü tanıkları, genellikle bacakları, kolları ve hatta beş parmaklı elleri ile, bir insan gibi bir şekle sahip olarak onlarını tanımlamaktadırlar. Bazen yüzgeçleri ya da büyük bir denizkızı gibi kuyruk yerine bacaklara sahip olarak tarif edilmektedir. Sadece görünür yüz özellikleri gözleri ve ağızlarıdır.
Bazı gözlem kayıtlarında, güvertede bulunan mürettebatın başlangıçta uzakta bir yabancı denizaltısı olduğunu düşündükleri rapor edilmiştir.
Denizaltı sandıkları nesnenin yanından geçerken gördükleri bu varlıkların aniden su altına yüzerek daldıkları yönünde olmuştur.
Mu dergisi ve 2. Kanal Kasım 2007 de yayınladıkları haberlerde Paranormal olayları açıklamaya kendisini adamış bir Japon araştırma ekibinin özellikle Antartika da yaşayan bu kimliği belirsiz yaratıklarla ilgili makalelere yer vermişlerdir.
Makalede Namibya kıyıları, Güney Atlantik Okyanusu’nda da benzer Ningen gözlemlerine rastlandığı ifadelerine yer verilmiştir.
Bugüne kadar, bu varlıklara dair net bir delil bulunmazken Ningen varlığını doğrulamak için Hükümet gözlemlere dair ayrıntılı kayıtlar tutulmasına onay vermiştir. Yine UFO gözlemlerinde olduğu gibi elde edilen bilgiler ve veriler kamuoyuna hiçbir bir şekilde açıklanmamış ve yayınlanmamıştır. Hükümetçe yapılan bildirgede; raporlara karşılık görgü tanıklarının sessiz kalması talimatı verilmiştir.
Kayıtlara geçen bazı benzer karşılaşmalar
1982 yazında, Yarbay Gennady Zverev ile birlikte Mark Shteynberg, Türkistan ve Orta Asya askeri bölgelerinde sık sık gözlemlenen devasa boyutlu insanımsı su altı yaratıkları hakkındaki gözlemleri araştırmak adına özel eğitimli dalgıçlardan oluşan bir ekip kurar. Dalgıçlar periyodik olarak dalacakları yerde karşılaşabilecekleri durumlara karşılık periyodik eğitimler almıştırlar. İlk tatbikatlarını ve denemelerini Issık Kul Gölü, Transiliysk Ala Tau alanında derin su göllerinde yapmaktadırlar.
Tümgeneral V. Demyanko, Savunma, SSCB Bakanlığı Mühendis Kuvvetleri Askeri Dalgıç Hizmet komutanı, Baykal ve Batı Sibirya askeri bölgelerinde benzer araştırma çalışmaları sırasında meydana gelen olağanüstü olaylar hakkında yerel memurları bilgilendirmek için bölgeye gelir.
Baykal gölü ve Batı Sibirya da yaptıkları askeri eğitim dalışları sırasında, insana benzeyen ama kesinlikle insan olmayan devasa boyutlara sahip gizemli sualtı yüzücüleri ile karşılaştıklarını anlatır. Bu gizemli yaratıklar insanımsı bir görünüme sahiptirler ve boyları yaklaşık 3 metre civarındadır.
Yüzücüler soğuk buz dolu suya girip dalışlarına başlarlar. 50 metre kadar aşağıya indiklerinde başlarında kask yada sırtında dalış tüpü bulunmayan insanımsı bir takım varlıkların olduğunu gözlemlerler. Bu gözlem yukarı rapor edilir edilmez yerel askeri komuta birimleri hemen alarma geçirilirler.
Askeri üsten alınan emire göre bu varlıklardan bir tanesi yakalanıp incelenmek üzere üsse getirilecektir. O an 7 çok özel eğitimli dalgıç hemen olay yerine sevk edilerek bu varlıklardan birinin ölü yada diri yakalanması istenir. Dalgıçlar bu insanımsı varlıklardan birini yakalamak isterken bilinmeyen bir güç tarafından derin soğuk sulardan dışarı doğru aniden yüzeye fırlatılırlar. Bu şiddetli basınç ve yüzeye çıkış sırasında dalgıçlardan 3’ü o an hayatını kaybederler. Diğer 4’ü de ağır şekilde yaralanır ve sakat kalırlar.
Bir başka vaka
1960 yılında Ukrayna açıklarında bulunan Krapiva, Sovyet nükleer güç denizaltısı kıdemli memurları tarafından sunulan bir raporda şu bilgilere yer verilmiştir.
Deniz altıda bulunan Sovyet sonar operatörleri (askeri hydroacoustics teknisyenleri) (büyük derinliklerde) kaynağı tespit edilemeyen garip sesler işitmişlerdir. Bu seslerin bir tür balina yada düşman deniz altısı olduğunu düşünürler. Hemen alarm durumuna geçilir. Etrafta bu sesi çıkaran nesnenin ne olduğu anlaşılmaya çalışılırken sonarlar tam önlerinde devasa büyüklükte bir nesnenin kendilerine doğru yaklaşmakta olduğunu gösterir.
Navisgasyon ve periskop bildirimleri git gide yaklaşan bu yüzen nesnenin bilinen bir su altı aracına ait olmadığını belirtmektedir. Teğmen Oleg Sokolov bu nesnenin ne olduğunu anlamaya çalıştığı sırada neredeyse burun buruna geldikleri şeyin yüzen insanımsı bir yaratık olduğunu fark ederler.
Bilinen bir denizaltı dan çok daha hızlı bir şekilde manevra yaparak daha derinlere dalarak gözden kaybolur bu garip varlık.
1900’ler de deniz altındaki bir mağarada bulunan insanımsı iskeletler :
Shteynberg’in yazmış olduğu “yüzücüler” adlı yaşanmış olaylardan bahseden eserinde gölün altında bulunan bir mağarada iskelet haline gelmiş dev insanımsı varlık kalıntılarından söz eder.
Gürcistan (Rus İmparatorluğu) birkaç erkek insan benzeri iskeletlerin dolu olduğu gölün altında yer alan bir dağın içerisinde bir mağara keşfederler. Su altından gidilerek ulaşılan bu devasa iskeletlerin her birinin boyu 3 metre civarındadır. Ve İnsana benzedikleri halde vücut ve kemik yapıları hiçbir şekilde insanlarla uyuşmamaktadır.
Mağaraya ulaşmak için, bu göle dalmak mecburdur. Bu konu daha sonraları St. Martin Press New York’ta da yayınlanmıştır.
Kaynak: Facebook – Gizli Dünya