Kaptan Josiah A. Mitchell ve Hornet Gemisinde Çıkan Yangın
  1. Anasayfa
  2. İlginçler
Trendlerdeki Yazı

Kaptan Josiah A. Mitchell ve Hornet Gemisinde Çıkan Yangın

0

Insanoğlu, denizle ilgilenmeye başladığından beri görünmeyen ve bilinmeyen tehlike olasılığı daima vardır ve böyle bir olasılığın varlığı bütün denizciler tarafından da kabul edilmektedir. Kaptan Josiah A. Mitchell ve Hornet Gemisinde Çıkan Yangın Solas’ın doğuşunu sağlamıştır.

İnsanoğlunun denizcilik tarihi boyunca, deniz tehlikeleri karşısında insanın yaşam mücadelesi ve azmini gösteren bir çok gerçek hikaye bilinmektedir. Aşağıdaki gerçek öykü, günümüzden bir asırdan fazla zaman önce yaşanmış ve denizde bir kaza durumunda insanın hayatta kalma arzu ve isteğini ispatlayan, birçok benzer denizcilik olaylarından sadece birisidir.

Hornet Yangını

1866 yılının Mayıs ayında, ahşap bir yelkenli gemi olan “Hornet Cape Horn yolunu izleyerek, New York‘tan San Fransisco‘ya seyretmekteydi. 3 Mayıs sabahı, ikinci kaptan cila aramak için elindeki çıplak ışık İle ambara indi. Ne yazık ki, cila birdenbire varilden dökülerek ortalığa dağıldı ve aniden tutuştu.

blank
Captain Josiah A. Mitchell

Alevler açık ambar ağzından yayılarak, bütün güverte kaplamaları çok geçmeden alevler içinde kaldı ve ancak filikaları denize indirecek kadar zaman bulunabildi. Kaptan Mitchell sekstantını ve kronometresini kurtarabildi. Kurtardığı diğer malzemeleri de alarak büyük filikaya taşıdı. Tayfalar ise kumanyayı bir araya topladılar.

Gemilerini terk ettikten sonra, tüm yolcu ve personel geminin alevlerle birlikte yok olmasını izlediler. Ertesi sabah, hala şok durumunda bulunan kazazedeler, civarda başka bir geminin bulunabileceği ve gece boyunca yangını görebileceği umuduyla, batmış olan gemilerinin çevresinden ayrılmadılar. Ancak, yardıma gelen hiçbir gemi yoktu. Çaresiz, Costa Rica‘nın kuzeyinde 10 derece enleminden en yakın karaya doğru hareket etmeye karar verdiler. İki küçük filika, öndeki büyük filikaya bağlanmıştı.

Kaptan Mitchell, kuzeydeki adalara ulaşmayı planlamıştı. Ancak, rüzgar devamlı olarak değişiyordu ve daha sonra güneş, yağmur ve rüzgarı engelledi, hava sakinleşti. İlk hafta sonunda bu ümitsiz insanlar, 300 mil yol katetmişlerdi. Değişen rüzgarlar rotalarını sabit tutturmalarına imkan vermiyordu. Kaptan Mitchell, gitmek istedikleri adalara ulaşma umudu kalmadığını anladı. 18 Mayıs günü, fırtınaya yakalandılar. Kaptan bütün hünerini, azgın deniz ve şiddetli yağmur nedeniyle, filikaları alabora olmaktan kurtarmak için kullandı.

Diğer iki filikayı yedekleyen büyük filikanın, bu şartlarda iyi durumda olmadığı gözlendi. Sonunda, her filikanın kendi yolunu kendisinin bulmasına karar verildi. Filikalar birbirinden ayrılmadan önce kalan kumanya eşit olarak, paylaştırıldı. İki küçük filikadan bir daha ne bir haber alındı, ne de görüldü. Dört hafta sonra, büyük filika ticaret rüzgarlarına tutuldu. Kuzey ya da doğudaki adalara veya ana kıtaya ulaşma umudunu kaybetmişlerdi. Ancak, bu olumlu ticaret rüzgarlarının sayesinde, batıya doğru ilerlemeye başlamışlardı.

blank

Kaptan Mitchell, 19.yüzyıl haritalarında “Amerikan Grubu” olarak görünen adalara doğru ilerliyordu. Meksika / Manzanillo‘nun 600 mil batısındaki Revilla Gigedo adaları ile Hawaii adalarının arasındaki yolun hemen hemen yarısında olduklarını tahmin ediyorlardı. Büyük filika, doğru olduğunu düşündükleri yere doğru 7 Hazirana kadar seyretti.

Kaptan, ilk günden itibaren yiyecek ve içeceği kazazedelere eşit olarak (2 kraker ve yarım litre su) dağıtmasına rağmen, susuzluk ve açlığa karşı büyük bir mücadele veriyorlardı. Su ihtiyaçları, yağmur suları toplanarak sağlanıyordu. Balık ve deniz kuşları, yetersiz olan kumanyaya takviye oluyordu.

Batıya doğru, Hawaii‘den önce 1200 mil uzaklıktaki yere varıldığında artık hiç kumanya kalmamış, sadece çok az miktarda suları bulunuyordu. 14 Haziran’da Kaptan Mitchell günlüğüne şunları kaydetti:

“Büyük filikadaki altıncı hafta, mücadele hala devam ediyor, bir günlük bile yiyecek ve su kalmadı, sadece kendimi umduğumdan daha iyi hissediyorum, yazamayacak kadar güçsüzüm. Allah çok merhametli, hala bizi korumaya devam ediyor.”


Bir sonraki gün ise şunları kaydediyordu:

” Allah sonsuz merhametini ebediyen esirgemesin! Kara göründü! Yerliler, büyük filikayı dostça izlediler. Onun tehlikede olduğunu sezdiler ve filikaya doğru yüzmeye başladılar. Daha sonra küçük bir yerleşim merkezi olan Laupahoehoe’ye doğru küçük bir geçit boyunca, fılikaya rehberlik ettiler.”

15 kazazede, onların kısıtlı yaşam yeri olan filikadan, beslenme ve dinlenmeleri için sahile taşındı.

Çaresiz Sürüklenme 43 Gün Sürdü

Ekvator yakınlarından, Hawai adalarına kadar filikada geçen bu yolculuk yani denizde 43 günde, 4000 millik bir mesafenin katedilmesi şüphesiz bir dünya rekorudur. Yine, hiç şüphesiz ki denizde böyle bir durum başka bir zaman, insan hayatına mal olabilir. Kaptan Mitchell‘ in günlüğü daha sonra şöyle devam ediyordu: ” Şimdi hepimiz iyileştik, hatta tüberküloza yakalanan yolcu bile. Birkaç gün sonra kazazedeler, Honolulu‘ya gönderildi.

Genç bir gazeteci olan Samuel Clements, Sacramento Daily Union Gazetesi için çalışırken büyük bir şans eseri Honolulu‘ya gelmişti ve gazetesine haftalık bir rapor gönderdi.

Hornet Yangını ile Yeni Kurallar Getirildi

Hornet” gemisi söz konusu seferine New York‘tan kalkmadan önce, 1866‘daki ihtiyaçlar uyarınca, can kurtarma teçhizatları ile donatıldığı halde, bu konu her zaman diğer gemilerde de aynı ölçüde önemsenen bir olay değildi. Bu nedenle, yaşam kaybının olduğu pek çok kaza raporları mevcuttur. Deniz kazalarında kazanılmış tecrübeler, yıllar boyunca emniyet tedbirlerinin geliştirilmesi ve iyileştirilmesi için kullanılmıştır.

Günümüzde “Uluslararası Denizcilik Teşkilatı” olarak bilinen IMO, sadece denizcilik ve özellikle denizde can emniyetinin arttırılması konusu ile ilgilenmektedir. SOLAS olarak bilinen “Milletlerarası Denizde Can Emniyeti” Sözleşmesi, üye ülkelere bağlı gemilerde bulunacak minimum emniyet standartlarını ortaya koymaktadır.

Bu standartların geliştirilmesi, üye devletlerin hükümetlerine bağlı olup, amacı; “bir geminin yolcularına ve personeline tehlike oluşturmaksızın, her türlü emniyet teçhizatı ile donatıldıktan sonra denize açılmasını sağlamaktır“.

Üye ülkeler, SOLAS Sözleşmesine bağlı olarak kendi kurallarını ortaya koyarlarken, uyacakları en önemli şart, minimum standartları kapsayacak şekilde düzenlemeler yapmalarıdır.

Bazı durumlarda, milli düzenlemeler daha yüksek bir güvenlik standartını bile uygulamayı gerektirebilecektir.

Her zaman hatırda tutulmalıdır ki emniyet, bilgi ve anlayışla artmaktadır. En gelişmiş standartlar; IMO‘nun oluşturduğu, denizciler için “Uluslararası Eğitim ve Belgelendirme Standartları” Sözleşmesinin (STCW) amacı olan, dünya çapında sadece personelin eğitim standartlarını artırmakla mümkün olabilecektir.

Kaynak: Denizde Canlı Kalabilme (Survival At Sea) Sayfa:1-4
Kapt. Fethi Yağzı – Ercüment Şahin

Konu Hakkında Görüşünü Bildir

Bu site, istenmeyenleri azaltmak için Akismet kullanıyor. Yorum verilerinizin nasıl işlendiği hakkında daha fazla bilgi edinin.