Batmaz denilen gemi hatta daha da ileri gidilerek Tanrı dahi batıramaz deniyordu (Tövbe :s). Ancak bir buz dağına çarpıp batmıştı. Bu da bize gemi inşa mühendisinin bilgi verirken yaşadığı zaafiyeti göstermektedir.
Hasar Stabilitesi (Damage Stability) anlaşılması zor konulardan biridir ve açık denizlerde önemi daha da çok anlaşılmaktadır. 2010 yılında Paris ve Karadeniz Port State kuruluşları tankerlerde hasar stabilitesi hakkında yoğunlaştırılmış kampanya düzenlemişti. Bu kampanya sonrası açıklanan rapor da ise; gemi kaptanlarının %16,2 si bu konu hakkında herhangi bir açıklama yapamamıştır.
Hasar Stabilitesi Nedir?
Hepimiz meşhur film olan Titanic filmini izlemiştir ve o sahneyi hatırlarsanız gemi buz dağına çarpmış ve gemi kaptanı da gemi inşa mühendise ne kadar zamanları olduğunu sormaktadır ve cevap ise 1 saat yada en fazla 2 saat zamanları kaldığını söylemektedir. Peki nasıl oldu da batmaz denilen gemi batmıştı?
İşte bu soruların hepsinin cevabı ise hasar stabilitesinin iyi anlaşılmasıdır. Solas’ın gemi inşa kurallarına bakıldığında hepsinin amacı, gemi hasar alsada yüzebilecek durumda olmasıdır. İki gemi düşünün ve bunlardan biri tek ambarlı diğeri ise iki ambarlı olsun. Ambarlardan biri su alsa hangi gemi yüzer ve hangi gemi batar?
Cevap 2 ambarlı olan gemidir çünkü tek ambarlı gemi tamamen su ile dolacak ve batacak iken diğer gemi yüzmeye devam edebilecektir. Ancak bir gemi de 20-50 adet compartman yapmak hiç de ekonomik olmayacaktır çünkü çok fazla çelik harcanacaktır.
İşte bu ayrımları anlayabilmek için bazı methodlar uygulanmaktadır.
1) Taşırma Boyu ve Alt Bölüm Faktörleri
Bu method içlerindeki en eski yöntem olmakla birlikte hala geçerliliğini korumaktadır. Bu yöntemde sadece geminin taşırma boyu ile alt bölümler hesaplanmaktadır. Taşırma boyu kısaca, gemi battığında kompartmanların su ile dolmasıdır. Bir gemi inşa edildiğini düşünelim ve bölümleri de perdelerle (bulkhead) bölmemiz gerekecektir. Geminin ortasına iki adet perde (A ve B adında) koyup bir adet kompartman elde edelim.
Eğer bu kompartman su alırsa gemi marjin (Deplasman Noktası) noktasına kadar gemi batacaktır. İşte bu da geminin taşırma boyudur. Şimdi de mastorinin gerisine başka perde koyarak başka bir kompartman elde edelim. Yine bu kompartman su alırsa gemi marjin noktasına kadar batacaktır.
Son olarak gemimize pek çok perdeler ile kompartmanlar yapalım.
Taşırmalı Boy Kıvrımları
Yukarıdan da anlaşılacağı üzere gemimize pek çok perde ile ayrım yaptığımızı düşünelim ve eğer bu kompartmanlardan biri su alsa dahi gemimiz batmayacaktır. Bu kompartmanlar arasından ise mastori bölgesine yaptığımız ise en büyüğü olacaktır. Eğer mastorideki kompartman su alırsa, gemi boyunca batacak ve en az trimi oluşturacaktır eğer mastoriden kıça veya başa doğru olan olanlardan biri su alırsa da bu kez maksimum trimi oluşturacaktır.
Taşırma boyu kıvrımı da geminin boyuna göre maksimum taşırma boyu üzerine hesaplanır.
Gemi Yüzecek mi? Batacak mı?
Yukarıda hasar stabilitesinin temelleri anlatılmıştır. Yukarıdaki resime yakından baktığınız da kıvrımın önemini görebilirsiniz. Geminin hasar stabilitesi hesaplanırken tüm kompartmanlar önce tek tek ve sonra birleşik halde tamamen su aldığı düşünülür ve hesaplamalar yapılır. Eğer bu hesaplamalar neticesinde oluşacak stres eğer kıvrımın altında kalıyorsa o kompartman emniyetlidir yani su alsada gemi batmaz denir.