Bir yelkenli kömür nakliye gemisi Londra/Thames‘e ulaşıp, yükünü boşalttıktan sonra, ambarlarına kum veya çakıl şeklinde balast almak zorunda kalırdı. Boş gemi ambarına kum ve çakıl almaz ise, geminin stabilitesi risk altında olur, ayrıca gemi fırtınalı kuzey sularında güvenle seyredemezdi.
Bundan dolayı gemiler yüklerini tahliye ettikten sonra, ambarlarına balast yüklenmesi için sırada bekliyordu. Bu durum gemiler için büyük bir vakit ve para kaybı yaratmaktaydı. En zor kısmı ise gemilerin yükleme limanına varışında ambarlarında bulunan kum ve çakıldan kurtulma çalışmalarıydı.
Kargo taşımacılığı 1852 yılına kadar yelkenli gemilerle yapıldı. O yıl, devrim niteliğinde olan metal balast tanklarına sahip bir gemi inşa edildi.
Deniz taşımacılığında devrim yaratan geminin ismi ise S/S John Bowes… 46 metre uzunluğa sahip yelken ve buhar tahrikli, zamanının modern yük gemisi, İskoçya‘nın Thun nehrinde Charles Palmer tarafından suya indirildi.
Londra’da Yelkenli gemiler balast sıralarını beklerken, henüz ilk seferini yapan S/S John Bowes kömür tahliyesini tamamladıktan sonra, metal su depolarını hızlıca deniz suyu ile doldurup yola koyuldu.
SS/ John Bowes‘in kullandığı balast sisteminin zamandan ve paradan ne kadar tasarruf ettirdiğini gören dönemin denizcilik firmaları Londra‘da kömür ve diğer kargoları taşıyan tüm küçük tonajlı gemi filosunu yeniledi.
S/S John Bowes gemisinin çok daha ucuza üretilen yelkenli gemilerle başarılı bir şekilde rekabet edebilmesini sağlayan başlıca özelliği dünyada ilk olarak balast suyu sisteminin kullanılmasıydı.
S/S John Bowes, İspanya açıklarında bir fırtınada batmadan önce 81 yıl boyunca deniz taşımacılığına hizmet etti.